BİR PARÇA EKMEK
Askerdeki Erciş'li hemşerimiz çamura düşünce pantolonunu yıkamış kuruması
için asmış ve uyumuş. Sabah kalktığında pantolonunu bulamamış. İçtimaya
çıkacak... Düşünmüş taşınmış pijamayla içtimaya çıkmaya karar
vermiş.Komutan bu halde görünce "asker bu ne hal?" demiş. Hemşerimiz anlatmaya başlamış; " Komutanım pantoru teşte yığamışam, mığa asmışam, sabah kağmışam bağmışam
olmuş bi parça ekmek."
Komutan anlamamış bir daha sormuş. Cevap aynı...
Komutan "Bunun bir hemşerisini getirin tercüme etsin" emrini
vermiş. Hemşeriyi bulmuşlar getirmişler, bizim Erciş' liyi dinlemiş. Komutan "Anlat bakayım hemşerin ne diyor" demiş.
Hemşerimiz " komutanım Allah sennen razı olsun annamayacak ne var demiş. Pantoru teştte yığamış, mığa asmış, sabah kağmış bağmış olmuş bi parça ekmek...
HOŞ KIZ
Örene' de vatandaşın birinin oğlunu evlendirmek için kız
arıyorlarmış. Komşulardan birisi falan yerde bir kız var, çok güzel hamarat mı hamarat isterseniz bir görün demiş. Neden olmasın demişler, gitmişler görmüşler. Oğlan merakla bekliyormuş. Döndüklerinde sormuş "aba kız hoştu?"
Aba, anlatmaya başlamış. Oğul ne diyisen ele hoştur, ele hoştur kıymısan bakasan. Bir yüz var aha bele kıpkırmızı kalın ekmek gibi. Bi gözü vara camış gözü gibi. Hele kollar eledır, eledir ki kındırak gibi. Kilo desen ele, iş desen ele,
Vala oğul daha bele hoş kız görmemişem ....
YILDOYA ADRES SORUNCA
Ercişli bir öğretmen, yanında bay, bayan iki arkadaşıyla Konya garajında
otobüs beklerken bizim Erciş'li Yıldoyla karşılaşmışlar. Yıldo:" vala ğocam menim otobos mola vermiş, seni görmüşem koşmuşam gelmişem."demiş.
Öğretmen:"iyi yaptın Yıldo" demiş ve eklemiş, "Yıldo ben İzmir'e gidiyorum, Recep'in adresi var mı sende. Onu görmem lazım."
Yıldo başlamış anlatmaya: "Vala çoğ rehet. Garaja gidisen, inisen. Garaj Konak otobos var, binisen, inisen. Konak Narlıdere otobos var binisen, Gidisen gidisen inmisen, gidisen gidisen inmisen, gidisen inmisen, bak inmisen ha. Gidisen gidisen inmisen ha. Gidisen inisen ele orda bakkel var. Bakkelın yanında bulisan."
Öğretmen:"Yıldo nasıl nasıl" diye sorunca
Yıldo: vala ğoca sen bu keder oğumuşsan öğretmen olmuşsan heç bi boğum bilmisen."
Not: Bu fıkra tamamen gerçek olup olayı yaşayan öğretmen tarafından anlatılmıştır.
VELİ DAYI İLE AYI
Erzurum'un köylerinden birinin bostanlarına bir ayı dadanmış. Her şeyi yiyip bitiriyormuş. Köylüler her yolu denemelerine rağmen ayıyı yakalayamamışlar. Ne ederiz, ne yaparız, başka yolda kalmadı diye düşünürlerken birisi ortaya çıkmış "Bir yolu var" demiş. Benim asker arkadaşım Erciş' li Veli dayı bu ayıyı yakalar.
Veli dayıya haber salmışlar. Veli dayı silahını kuşanmış yola koyulmuş. Tam köye gireceği sırada ayı ile karşılaşmış.
Ayı, Veli dayıyı tanımış. "Oooo Hoş geldin Veli dayı, hayrola ne işin var buralarda" diye sorunca
Veli dayı " Ne işim olacak, seni vurmaya geldim. Sen adamların bostanını talan etmişsin, kurtuluşun yok" demiş.
Ayı: E be Veli Dayı Allah sennen razı olsun, sen Erciş' lisen bostansa
Erzurum'un bostanı, sana ne oli" demiş .
" |